29 Eylül 2016 Perşembe

Çikolatanın faydaları

Aztek dilinde Tanrıların gıdası demek çikolata; insanda yarattığı değişik duygular nedeniyle kadınların tüketimini yasaklamış Aztekler. Mayalar ise bir tapınma nesnesi olarak görmüşler onu. Çikolatanın atası olan kakao ağacı (Theobroma cacao), Orta ve Güney Amerika'da yetişen bir bitki. Günümüzde ise Ekvator, Karayipler, Afrika ve Güney Doğu Asya'da yetiştiriliyor. Kakao ağacının Forastero denen türü dünyadaki kakao tohumu üretiminin yüzde 90'ını sağlıyor. En nadir ve en kıymetli olan tür ise Criollo.

Avrupalının kakao tohumları ve dolayısıyla çikolatayla tanışmasının sorumlusu tahmin edebileceğiniz üzere Cristopher Columbus. 15 Ağustos 1502'de Amerika'ya yaptığı dördüncü ve son yolculukta, Columbus ve tayfası Honduras yakınlarında büyük bir kanoya el koyuyorlar ve içinde envai çeşit ticaret ganimeti bulunan kanodaki mallar arasında en büyük ilgiyi ortalığa saçılan kahverengi tohumlar çekiyor. Daha sonra Columbus'un oğlu Ferdinand insanların bu tohumlardan yere saçılanları ele geçirmek için sanki kendi gözleri yere düşmüş gibi koşuşturduklarını anlatıyor. Çünkü o zamanlarda bu tohumlar para yerine geçiyor; hatta Orta Amerika'nın kimi bölgelerinde geçen yüzyıla kadar kakao tohumlarının geçerli kuru sürüyor.


Kakaodan bugün yediğimiz türde çikolatalara geçiş aslında epey bir zaman almış. İspanyollar kakaoyu Avrupa'ya getirdiğinde bugünkü çikolatanın atası, içinde şeker yerine pul biber olan bir tür içecekmiş. Biberli kakaonun tadını hayal etmek biraz zor ama Avrupalı Yeni Kıta'nın bu tadını şimdinin vazgeçilmez tadına dönüştürmekte gecikmemiş. İçine şeker koymuş, toz haline getirdiği kakaoyu daha kullanılabilir bir hale getirmiş. 17. yüzyılda Avrupa asilleri arasında pek yaygın olarak tüketilen çikolata, diğer ülkeler İspanyolların kakao üzerindeki tekelini kırmaya başladığında artık her sınıftan halkın ulaşabileceği bir "keyif" maddesi haline gelmiş.

Tatlı uyarıcı... 
Biliyorsunuz herhalde, çikolata bağımlıları var. Bir dakika içinde bir çikolata kaynağı bulamazsa kendini çığlık çığlığa balkondan atacak gibi hisseden çikolatakolikler. Onlar için terapi seansları, "kendinizi çikolatasız bir hayata nasıl hazırlarsınız" el kitapları bile mevcut. Peki, nedir çikolatayı bu kadar önemli bir bağımlılık maddesi yapan? Çikolatanın tam olarak hangi nedenden keyif verdiğini bulmaya çalışan bilim adamları, içinde en az 300 kimyasal madde olan çikolatanın "keyif merkezi"ni bulmaya çalışıyorlar.

Pek çok kişi çikolata yediği için kendisini suçlu hissetse de buna gerek yoktur. Çikolatanın sağlıksız olduğu düşünülür; aşırısı zararlıdır tabii, ama çikolata günlük diyetinizde önemli bir vitamin kaynağı olabilir. 50 gram çikolata, günlük kalsiyum ihtiyacınızın yüzde 22'sini sağlar. Riboflavin gibi vitaminler vardır içinde. Öncelikle şunu söyleyelim; çikolata sağlığa zararlıdır görüşünü temelden çöpe atın. Çünkü böyle bir bulgu yok; tabii ki günde yarım kilo yemeye kalkarsanız işler değişebilir. Pennsylvania School of Medicine ve U.S. Naval Academy tarafından yapılan araştırmalar çikolata yemenin ne diş sağlığı, ne de sivilceler için herhangi bir gıdadan daha zararlı olmadığını gösterdi. Peki ya bu "tatlı" gizemin çözülemeyen sırrı ne? Neden şimdi çikolata yemezsem öleceğim duygusunu yaşıyor insanlar?

Çikolatanın en bilinen etkisi tabii ki insana kendini "mutlu" hissettirmesi. Bu etkiyi yaratan maddelerin başında kafein geliyor; ikinci sırada ise theobromine isimli başka bir uyarıcı madde var. Bu iki maddenin bir arada bulunmasının "çikolata uçuşu"nu yarattığı sanılıyor. Bir başka önemli madde ise "aşk maddesi" de denilen feniletilamin; vücudun aşk halinde ürettiği bu madde çikolatanın yarattığı mutluluk halinin de bir nedeni. San Diego'daki Neurosciences Institute'da çikolatanın etkileri üzerine araştırma yapan bilim adamları, çikolatanın beyinde esrarınkine özdeş bir etki yarattığını bulmuşlar. Çikolatanın içindeki anandamide maddesi bu etkiyi sağlıyor ve muhtemelen bağımlılık halini en çok destekleyen de yine bu madde.

Mutluluk hissinin yanında, "mutluluğa yol açabilecek" bir etkisi de var çikolatanın. Neden bahsettiğimizi anladınız. Güçlü bir ağrı kesici, analjezik, anti depresan olmanın yanı sıra çikolata bir afrodizyak. Aşki duygularınızı canlandırıyor. Bilinen en eski çikolatakoliklerden birinin de Marquis de Sade olması sürpriz değil bu yüzden. Ağrı kesici ve antidepresan etkinin nedeni çikolatanın serotonin ve endorfin hormonlarının salgılanmasına neden olması. Bu hormonlar kişide mutluluk, rahatlama hali yaratıyor. Unutmadan bir de ansiklopedi bilgisi verelim; insanların çikolata tüketimi en çok dolunayda artıyormuş.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Dikkat: Rahatsızlık durumunda mutlaka doktora danışınız. Sitedeki yayınlar yalnızca bilgilendirme amacı taşır. Doktor muayenesi veya tedavisi yerine kullanılamaz.