Enginar devedikeni ve dulavratotu bitkilerinin akrabasıdır.
Dikenli enginar ya da enginar (Cynara L. scolymus) Asteraceae veya Compositae
ailesinden bir yıllık bitkidir. 2 metreye kadar boylanabilir. Çiçekleri
mavimsidir. Narin enginar sebzesi iyi tada sahiptir ve değerli bir diyet
ürünüdür.
Enginarın vatanı Kuzey Afrika veya Orta Doğu olup oradan
Akdeniz üzerinden Sicilya'ya ve oradan da Fransa'ya ve İngiltere'ye
yayılmıştır. Ayrıca, Yunanistan ve Roma'da, oldukça güçlü bir afrodizyak olarak
kabul edilirdi. Bazı afrodizyaklar insanın seks hormonlarına benzer enzimler,
ya da vücut tarafından bu hormonların üretimine katkıda bulunan maddeler
içerir. Enginar hakkında ilk bilimsel açıklama Yunan filozof ve doğa bilimci
Theophrastus'a (MÖ. 371-287) aittir.
Günümüzde bu bitki özellikle İtalya ve Fransa'da, güney
Avrupa'da yaygındır. Kültür bitkisi olarak Amerika Birleşik Devletleri'nde de
enginar yetiştirilir. 1600 yılında İspanyol yerleşimciler tarafından
Kaliforniya'ya getirilmiştir. 1922 yılında Andrew Molera şeker kamışı üretilen
tüm arazilerini enginara tahsisi eder. Ve bu durumdan pişman olmaz; sebzenin
yüksek fiyatlarından dolayı geliri aşırı şekilde artar. O zamandan beri,
Monterey County bölgesinde tüm Amerikan enginar üretiminin yüzde 80'i üretilir.
Dünyada enginar üretiminde lider yüzde 40 ile İtalya olmaktadır.
Dünyada enginarın yaklaşık 140 türü vardır, ama sadece 40'ı
yenilebilir kabul edilir, genellikle iki çeşidi yemeklerde kullanılır.
Enginarın tüm çeşitleri erken, orta ve geç olarak ayrılır.
Enginar mide asitliği artan kişilere özellikle faydalıdır,
çünkü önemli ölçüde potasyum ile sodyum içerir. Aterosklerozun gelişimine karşı
bir yöntem olarak da önerilmektedir.
Bitkide bulunan sinarin idrar ve taş söktürücü etkiye
sahiptir. Bu nedenle, yapraklarından kaynatma yoluyla elde edilen enginar suyu
karaciğer ve safra yolları hastalıklarında önerilir. Aynı sinarin doğal lezzet
arttırıcı olmaktadır.
Enginar A, B, C vitaminleri ve karbonhidrat ve özel aromatik
maddeler bakımından zengindir. Aynı
zamanda protein, karoten, inulin (metabolizmayı normale döndürür) ve demir
içerir. Bitkinin yaprakları yararlı maddelerce zengindir, aynı sinarin ve çok
faydalı asitler içerir.
Enginar kabızlık için yararlıdır, bağırsakları çalıştırır.
Ağır metaller, radyonüklidler, toksinlerin vücuttan atılmasını sağlar. Bu
özelliğinden dolayı eski dönemlerde krallar panzehir olarak bitkinin özünü
yanlarında bulundururlardı.
Aynı zamanda idrar söktürücü ve ödem atıcı olarak da
kullanılır. Enginar, kolesterol ve kandaki üreyi düşürür. Bu çok metabolizma
rahatsızlıklarına (ateroskleroz, gut) sahip hastalar için özellikle uygundur.
Bal ile karıştırılarak enginar suyu stomatit, çocukların
dilinde çatlaklar için gargara olarak kullanılır.
Vietnam'da enginarın toprak üstü kısımlarından hoş aromaya
sahip bir çay yapılır. Bu tür bir çay anında gastrointestinal mukoza iltihabını
giderir.
Enginar çayı: Kurutulmuş veya taze enginar yaprağı 10 gr
olarak alınır ve 100 ml kaynar suya eklenir. Demlenir ve ılık olarak balla
tatlandırılarak içilir.
Böbrek ve karaciğer için çay: Enginar kurutulmuş yaprakları
2 tatlı kaşığı olarak alınır ve bir bardak kaynar suda demlenir. Günde 3 kez
yemeklerden 15-20 dakika önce yarım bardak olarak içilir.
Enginar yaprak tentürü: 50 gram kuru yaprak ve 100 ml yüzde
70 lik alkol karıştırılır. 15gün bekletilir. Günde 3 kez 1-2 yemek kaşığı
olarak içilir.
Yan etkileri:
Tabii ki, herhangi bir üründe olduğu gibi, enginarın da bazı
yan etkileri vardır. Başlıca güçlü bir alkalize bir etkiye sahip olan kalsiyum ve potasyumdan kaynaklı yan etkiler
görülebilir. Bu nedenle, enginar mide asidi düşük olan kişilere tavsiye edilmez.
Ayrıca, tansiyonu düşük olanlara da önerilmez.
Enginar süt oluşumunu azaltır, bundan dolayı emziren
annelerin tüketimi tavsiye edilmez.
Gastronomi
XVII yüzyıldan itibaren enginarlı tariflerin yer aldığı
yemek kitapları basılmaya başlanmıştır. Enginar haşlanarak, dolma, turşu, püre
ve soslar hazırlanarak tüketilir. Yemeği pişirmeden önce en önemlisi enginarı
doğru hazırlamaktır.
Geleneksel hazırlama yöntemlerinde enginardan geriye sadece
1/3 lük bir kısım kalıyor. Hazırlama için Fransız usulü tercih edilebilir. İlk
olarak sebzeler akan su altında yıkanır. Daha sonra üst kısmı kesilir ve sadece
alttaki kökü kalıyor. Bundan sonra enginar bir tencereye alınıp üzerini
kaplayacak kadar su eklenir. Enginarın kararmaması için suya limon suyu ilave
edilir. 25-30 dakika pişirilir.
Kürler:
Toksinlerden arındıran enginar kürü (Dr. Ender Saraç) Bir
tencereye 5 litre su ekleyin. 3 enginarın yaprakları tencereye atılır. 3-4 adet
de sap yapraklarından atılır. Taze hindiba otu, 1 tatlı kaşığı lavanta, 2 çay
kaşığı zerdeçal, 2 çay kaşığı beyaz himalaya tuzu eklenir. 8-9 dakika kaynatılır. 10-15 dakika demlenir.
İçine limon suyu sıkılır. (kararmaması için) Daha sonra bir bidona konulur ve
karanlık bir dolapta ve buzdolabında saklanır. Sabah ve akşam aç karına
yemeklerden önce birer bardak içilir. (soğuk olmayacak çünkü gaz oluşumuna
neden olabilir)
Karaciğer hastalıklarına karşı kür (Dr. Ümit Aktaş) Bir
enginarın yaprağını 1 litre suya koyun. İçine bir limon kabuklarını doğrayın ve
limon suyu sıkın. Suyunu süzüp buzdolabında muhafaza edin. Her gün sabah akşam
için.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder