Aloe vera bitkisi, zambakgiller ailesine ait bir bitkidir. Aloe vera bitkisinin 400’ü aşkın türü vardır. Aloe barbadensis Miller adlı aloe vera çeşidi çeşitli alanlarda en çok kullanılan aloe vera örneğidir. Aloe veranın yaprağı iki kısımdan meydana gelmektedir. Müshil olarak kullanılan yeşil kabuk bölümü antrakinonlar içermektedir. Bir diğer bölüm aloe jeli olarak isimlendirilen müsilaj bölümüdür.
Jel kısmında 12 vitamin, 18 amino asit ve 20 mineralle çeşitli bilimsel araştırmalar sonucu immunostimülan olduğu gösterilen aleroid, mannoz-6 fosfat, glukomannan, asemannan gibi poli sakkaritler, türlü enzimler, deneylerle antihistaminik olduğu kanıtlanan alprogen; çeşitli çalışmalar sonucu kan kolestrol seviyelerine, selim prostat hipertrofisine karşı etkili olduğu saptanan lupeol, kampesterol ve beta-sitosterol gibi sterollerle salisilat, lignin gibi maddeler yer almaktadır.
Kabuk bölümü antrakinonlar içermektedir. Bu bölümün suyunun uçurulmasıyla elde edilip laksatif olarak kullanılan kısmın adı Aloe’dir. Yaprağın iç tarafında bulunan parankim hücrelerin ürettiği müsilaj görünümdeki renksiz bölümün adı da Aloe vera Jel’dir. Bu iki bölüm sürekli olarak kavram karışıklığına sebep olduğundan dolayı, Dünya Sağlık Örgütü’nün Seçilmiş Tıbbi Bitkiler adlı monografında ayrı bölümler şeklinde incelemeye tabi tutulmuştur.
Aloe vera jeli hem yüzeysel olarak hem de besin tamamlayıcısı içecek şeklinde kullanılmaktadır. Bu işlemler için oldukça özel yöntemlere başvurulmalı ve günümüzde son derece gelişen analiz yöntemleriyle kontrole tabi tutulmaktadır. Bunun amacı, jelde bulunduğu bilinen maddelerin üründe de korunaklı bir biçimde bulunmasını sağlamaktır.
Aloe vera
Zambakgiller familyasına ait olan Afrika bitkisi olan aloe vera bitkisinin çok yıllık olması ve her daim yeşil kalması gibi başlıca özellikleri vardır. Boyu yaklaşık olarak 30-60 cm’ye ulaşabilmektedir.
Uzun ve etli yapraklarının uç kısımları kılıç gibi sivrilmeye başlar. Yapraklarının rengi soluk yeşildir ve kenarları sivri dikenlidir. Kırılan yaprakların içerisinde jelatinimsi, saydam bir bitki özü görebilmekteyiz. Bitkinin tabanı yukarı doğru çiçek şeklinde açılan bir gövdesi vardır. Bu gövdede sivri dikenlerle birlikte trompet gibi açılan çiçekler ve çoğalmaya olanak sağlayan yan dallar bulunmaktadır. Ortadan tekçıkan çiçek sapı 135 cm’ye dek uzanabilmektedir. Sapın ucunda uzunca bir çiçek salkımını görebiliriz. Bol miktarda çekirdek içeren meyvesi üçgen biçimli bir kapsüldür. Aloe veranın Japonya ve Yilin’de kültür bitkisi olarak yetiştiriciliği yapılmaktadır. Yılın büyük bir bölümünde açar. Sarkık çiçeklerinin rengi sarıdan eflatun ve turuncuya kadar değişmektedir. Japonya ve Amerika’da kültür bitkisi olarak yetiştiriciliği yapılmaktadır.
Faydaları: Aloe jeli adlı sıvı, bitkinin yapraklarının güneşte bekletilerek ya da ısıtılmasıyla elde edilmektedir. Koyu kahverengi jelatinimsi parçalar şeklindedir. Suda kısmen çözülen jel alkolde tamamen çözülmektedir. Ağızdan ya da yüzeysel olarak kullanılabilmektedir. Aloe vera latex ürününü elde ederek oral olarak kullanmak da mümkündür. Aloenin suyu buharlaştırılıp alınır. Ardından yapraklarda kalan kısım Aloe vera latex olmaktadır. Bu tür daha çok antrakinon türevlerini içermektedir. Acı, sarı ve yapışkan bir sıvıdır. Vücudumuzun ihtiyaç duyduğu 22 amino asitin 20 tanesini aloe vera’da bulmamız mümkündür. Bu amino asitlerin 7 tanesi vücudumuz tarafından üretilemeyen, diyet vasıtasıyla temin edilen sekiz tane amino asit grubundandır. Antrakinon grubunda olan antibakteriyel, antifugal,aneljezik olan Emodin ve Aloin içermektedir.
29 Eylül 2016 Perşembe
Şifalı Bitkiler
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder