25 Ekim 2016 Salı

At kestanesi (Aesculus hippocastanum)

At kestanesi Hippocastanaceae familyasından 20-30 metreye kadar boylanan güzel görünüme sahip bir ağaçtır. Anavatanı Balkan yarımadasıdır. Güzel yaprakları ve çiçekleri ile park ve bahçeleri süsleyen bu bitkinin ayrıca şifalı özellikleri de bulunmaktadır.

İsminde geçen kestane kelimesine rağmen at kestanesinin Fagaceae familyasına ait olan kestane (Castanea) cinsi ile bir alakası yoktur. At kestanesi Hippocastanaceae familyası ve Aesculus cinsinden bambaşka bir bitkidir. Bu ismi kabuğunun bildiğimiz kestane ile aynı renkte olmasından dolayı aldığı belirtilmektedir. Ayrıca yaprak dökümünden sonra sürgünlerde kalan yaprak izlerinin at nalını anımsatması üzerine bitkiye at kestanesi denildiği bilinmektedir. İsmi ile ilgili bir diğer rivayet ise Orta Avrupa'ya Türkler tarafından getirilen tohumlarının at yemi olarak kullanıldığı ve at öksürüğü için bir çözüm olduğu yönündedir. Yenilebilir kestaneden ayrılması için at kestanesi adını aldığı söylenir.


At kestanesinin acımsı tadı olan özellikle olgunlaşmamış meyveleri zehirlidir. Yenildiğinde zehirlenme belirtileri ortaya çıkabilir. Bazı memeliler, özellikle de geyikler at kestanesini güvenli bir şekilde tüketirler. Bazen meyveleri ev hayvanlarını beslemek için kullanılır.


Tıbbi amaçlarla bitkinin tohumları (Semen Hippocastani) kullanılır. Bitkiden hazırlanan preparatlar bacaklarda varis genişlemesine karşı kullanılır. Ayrıca şişlik, burkulma gibi rahatsızlıklarda da bitkiden hazırlanan ilaçlardan yararlanılır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Dikkat: Rahatsızlık durumunda mutlaka doktora danışınız. Sitedeki yayınlar yalnızca bilgilendirme amacı taşır. Doktor muayenesi veya tedavisi yerine kullanılamaz.